31 Ekim 2007 Çarşamba

gün 3


günlerden bugün gülme krizlerine girdiğimiz günlerden sadece birisiydi. ben malum herşeye gülen bir insan olmam sebebiyle gülen bir insan gördüğümde onun neye güldüğünü bilmeden onun gülmesine bile gülerim. bir de bizim kızlar da dersin ortasında fantastik fikirler ortaya atınca gülme krizlerim tavan yapıyor. yine öyle bir gün geçirdik işte.


bugün ağırdı ders programımız yalnız. fizikte kütleymiş özkütleymiş çok sıkıldık mesela. sonra mat2' de sonsuzluk, belirsizlik, tanımsızlık kavramlarını işledik. tam anlamıştım ki birisi anlamadığı bir yer üzerinde hocayla derin bir tartışmaya girdi. benim de tüm öğrendiklerim uçtu gitti. daha fazla gitmesinler diye dinlememeye çalıştım ama ne kadar etkili oldu tam çıkaramıyorum. matematik bölümü okuyanlar hep bunlarla uğraşıyorlarmış yazık valla. 80 dk işledik kafam allak bullak oldu. 4 yılda sıyırır sanırım insan. sonra geometri vardı. geometride de sıkıldım sevgili blog. sıkılınmayacak gibi değil ama görmen lazım. hoca kendisi de sıkılıyor ondan dolayı sanırım. çünkü geçen yıl en sevdiğim dersti:/


dersten sonra yemek yedik burgerda su ve özge' yle biraz daha kalıp çalışalım dedik ama biz su'yla pek dayanamadık 2 saat kalıp çıktık.


sonra ben dolmuşta yanımda oturanların muhabbetine kulak misafiri oldum. dişçilik okuyorlarmış. bu yıl girmişler, çok detay varmış. ben bilmem, onlar öyle dedi. ama doğrudur affancığım bile zorlanıyorsa gerçekten zordur o bölüm.


ders çalışırken klasik müzik dinlerdim eskiden. yine yapabilsem iyi olacak. yoksa bendeki bu konsantrasyonsuzlukla iyice savrulurum. fizik ödevlerim tabiki de bitmedi. bugün de yapmaya devam edeceğim. bakalım artık. bana şans dile de çabucak bitsin.


ps: bu fotoğraf da kendimi etüt odasına kapattığım günlerimden birinde çekilmiştir.

30 Ekim 2007 Salı

gün 2

dün gece 21.30 sularında cep telefonlarımıza gelen mesajlarla hepimiz tam anlamıyla "nası yani" moduna girdik. herkese bir üst şubenin yani sınıfı olduğu söylenmişti, toplu bir sınıf atlama olamayacağına göre bu da neydi yani? güzide dersanemiz bizle dalga mı geçmekteydi? yok yok o kadar ciddi bir müessese bunu yapamazdı. evet, dün msn de aklımız fena halde karışmış bi şekildeyken ben yine o geniş çevremi (!) kullanarak durumun sadece bir aldatmacadan ibaret olduğunu anlamış bulunmaktaydım. her sınıfın şubesi bir üste kaydırılmıştı ama bir kaç kişi dışında kimsenin sınıfı değişmemişti. ilk başta herkes birbirini aramış, kutlamış, mesaj filan çekmişti ama acı gerçek yüzümüze vurulduğunda bozuntuya vermedik yine de.

neyse efenim yeni dönemimiz böylece başladı. yerimizi de değiştirdik sıra arkadaşım özge ile. şimdi görüş alanımıza giren kafalar olmadan ve arkadaşlarımızdan uzak kalmadan dersi dinleyebileceğiz.

dersten sonra soru çözümleri filan var ama ben daha bünyemi alıştıramadım ona. dershaneyi koşar adım uzaklaşmak suretiyle terk etmek arzusunu bir türlü yenemedim gitti. zaten yepisyeni bir düzen oluşturmalıyım kendime. nasıl ama nasılll?

şimdi yapmam gereken fizik ödevlerim var. hem de bir dağ kadar hatta everest kadar! öyle bir çokluk işte. fizikten 3 test bile çözsem mutlu oluyorum demek ki hepsini çözebilsem bendeki mutluluğu düşünün yani.

annem geldi biraz önce az buçuk çemkirdi gitti. laptopu kaldırmam gerke biliyorum ama daha burayı yeni oluşturdum bunu nasıl yaparım :)
evet sevgili blogum adios

29 Ekim 2007 Pazartesi

gün 1

ben bugün bu blogu oluşturdum çünkü iç sesim daha fazla beynimi kemirmeden ortaya çıksın, kendine sanal da olsa bir yer bulsun istedim. belki burayı kimse okumayacak, belki de ben uzun zaman yazmaktan sıkılıp bir kenara atacağım ama olsun. en azından şuanki karışıklığımı toparlamamda yardım eder. yaklaşık 7 - 7,5 ay var önümde ve ben bu sürede öss'nin başıma getirdiği herşeyi yazıp rahatlayacağım. şimdilik bu kadar yazdıkça açılırım sanıyorum.