22 Kasım 2007 Perşembe

gün 9

hani öğretmenler vardır ya " böylece bu sorumuzu da ne yapmış oluyoruz?" diye soran birkaç sn bekledikten sonra "anlamış oluyoruz" diye devam eden. aman tanrım biri onları durdursun!

14 Kasım 2007 Çarşamba

gün 8

günlerden 14 kasım ve büyük sınava tam 7 ay var. "ohoo 7 ayda neler yapılmaz? son 1 ayda bile neler yapılmaz ki zaten? öss dediğin 2 aylık birşey epi topu. hadi sistem değişmiş derseniz 4 aylık olsun." aah ah beni bu öss değil bu beylik laflar öldürecek azizim.

ilkokuldayken "ahmet buhan kitapları" vardı. ah o kitaplar neler çektirmedi ki bize... düşündüm de dün benim liseye kadar matematiği sevmeyişimin nedeni o kitaplarmış. bir de can matematik dergileri, ha bir de zihinden problemler kitabı. birgün bir yetkili burayı görecek olursa lütfen bu dediklerimi ciddiye alsın. o bahsettiğim yayınların hepsi de körpecik bünyeleri matematikten soğutan eserlerdir. hele o kaynaklardan sayfa sayfa ödev veren öğretmenler meslekten men edilecesidir. ben çok iyi hatırlıyorum ki 2 günlük hafta sonuna "3 tane can matematik dergisi bitirin, ahmet buhan'dan da 7 testi deftere çözün" şeklinde verilen ödevleri yapabilmek için canımızı dişimize takardık. e bu nesil nasıl sevsin matematiği azizim? düşündüm de biz zaten haddinden fazla çalışmışız, çalıştırılmışız bu sistem içinde. benim şimdilerde pili bitmiş bebek gibi ortalarda dolaşmamın yegane sebebi de budur. şahsen liseye gelene kadar matematik baş düşmanımdı. lisede ortam biraz daha serbestleşti de özümüze dönebildik.
bu arada dün çok merak edip bir araştırma yaptım da ahmet buhan adına lise açılmış. ama adamın bir tane fotoğrafını bulamadım. kaç yaşındadır, nerede ikamet eder? hiç birşey bulamadım. ser verip sır vermemişler yani. ama şunu gördüm ki ahmet buhan kitaplarını seven kimse yok o zamandan beri. kime dokunduysam bin ah işittim. adamın yatacak yeri yok diye düşünürken aslında üzüldüm de. adam bizim için o kadar kitap çıkartmış, emek vermiş ama yok yani sevememişiz. o yüzden artık kızmamaya karar verdim. hatta birgün görürsem kendisine teşekkürlerimi de sunmaya karar verdim. bu da benim kendimle çelişkimdir. böyle geçsin kayıtlara lütfen.

12 Kasım 2007 Pazartesi

gün 7

bugün deneme sınavı olduk cidden deniyorlar mı sabrımı diye düşündüm.

11 Kasım 2007 Pazar

gün 6


cuma oldu cumartesi oldu hiç ders çalışamadım. hafta içinde de doğru düzgün çalışamamıştım zaten, hastaydım. bu haftayı yaşanmamış farzedip baştan başlamak istiyorum.
bu arada sınavlara lenssiz girmeyi düşünüyorum çünkü herşeyi cam gibi gördüğümde konsantrasyonumun daha fazla dağıldığına tanık oldum. önümdeki kağıdı göremeyecek kadar miyop olmadığımdan bu işlevsel bozukluğumu şahsım için avantaja çevirmeye karar verdim.
onun haricinde boyum kadar kitap dağıtıldı. nasıl çözerim onu düşünüyorum kara kara. ama dün 10 kasım sebebiyle anıtkabir'e gittim ve atatürk'ün okuduğu kitapları bir kez daha görerek kendimden utandım. şimdi test kitaplarım dahil bütün kitaplarıma ayrı bir şefkat duygusu besliyorum. hepsi güzeller, hepsi değerliler, hepsini seviyorum.
iş bankasının malum reklamı da ayrıca duygulu ve azimlendirici bir reklam zaten. izlediğimde "Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde güç bulacaktır." sözünü hatırlayarak azimle doluyorum cidden.
bugünlük de bu kadar. şimdi ödev zamanı...

1 Kasım 2007 Perşembe

gün 5

yattım, uyudum, sonra kalktım ödevlerimi bitirebilmek umuduyla ama bitmiyorlar. neden? odaklanamıyorum...
içimden atom çıkıyor, proton çıkıyor, allotrop çıkıyor ama odaklanıp bitiremiyorum şu ödevleri.
yarın yazmayacağım. uyku biraz uyku bütün istediğim buydu...

gün 4

bugün ödevlerimi yapıp getirmeme talihsizliği içerisinde kıvrandım durdum. kimya modülümü, fizik kitabımı ve buna benzer şeyleri hep unuttum. buna makus talih denmez de ne denir?