2 Ocak 2008 Çarşamba

gün 16

günlerim beklemekle geçiyor sevgili blog. cem hocayı bekliyorum mesela. asırlar boyu cem hocayı beklemek nasıl nahoş bir durum bilemezsin. bir tenefüs gidersin öğretmenler odasının önünde beklersin. bütün hocalar teker teker gelir ama cem hoca gelmez. "acaba yanlış yerde mi bekliyorum, bu adam sigaraya mı başladı, sigara içilen öğretmenler odasına mı gitsem?" diye düşünürken zil çalar ve kös kös sınıfa gidersin. ertesi tenefüs yine gelirsin. bütün hocalar ne istiyosun ifadesiyle suratına bakar ama sen sebatla cem hocayı beklersin. sonra gelir gündüz hoca "kimi bekliyosun evladım?" der. sen "kem küm şey ımm boşverin hocam" demek zorunda kalırsın. günüz hoca babacan tavırları bir kenara bırakıp jet hızıyla arkasını döner ve "tamam anladım ben onu" der. böyle de soğuk savaşlar yaşanmaktadır aralarında. şimdi farkettim ki yanlış insanı beklemişim asırlardır. bundan sonra gündüz hocayı beklemeliyim.

bu arada sevgili összedeler şunu bilin ki tatilden dönmüş hiç bir öss öğrencisi çalışmamıştır. boşuna sormayın, cevap hep aynıdır, en azından atp' nizden tasarruf etmiş olursunuz. şöyle özetleyim ki birebir yaşanmıştır bugün şahsım tarafından:

- ders çalışabildiniz mi ya?
+ yok ben zaten sevgilimle gezdim biliyosunuz. ama geometriden bi test çözdüm bak hahah.
-- ay şekercim valla ben de çalışamadım bi fiziğe baktım şöyle.
- ay iyi bari bişey kaçırmadım.
(aradan iki ders geçer)
- aylık ödevlere başladınız mı ya?
+ ben matematik türkçeyi bitirdim. fenin de fiziği bitti.
-- ben de biyoloji kimya türkçeyi bitirdim.
- ben daha başlamadım ya.
+ oha kızım naptın sen?
--hakkaten ya naptın sen?
- hımmmmmmmmmmmmmmmmmm...

içimden burda "lan ne ara yaptınız hani ders çalışmamıştınız?" demek geldiyse de kendi saflığıma sinirlenip yoluma devam ettim. siz siz olunuz böyle sorular sorup sinirlerinizi yormayınız. yazık, günah.

Hiç yorum yok: